CİNSEL İŞLEV BOZUKLUĞU

Blog

Cinsel ilişkilerde pek çok şekilde sorunlar yaşanabilir. Cinsellik doğumdan ölüme kadar içimizde bulunan bir yaşam dürtüsüdür.

Ancak içinde bulunduğumuz sosyokültürel şartlar, kadın veya erkek olma, yaş eğitim, yetiştirilme ortamı, din, ekonomik şartlar ve daha birçok faktör cinsel yaşamı etkiler.

 

Her üç kişiden ikisinin hayatlarının bir döneminde bir cinsel sorun yaşadığı bilinmektedir. Uzman kişilere başvurmaktan çekinildiğinde de kulaktan dolma yanlış bilgilerle sorun daha da büyümekte ve başka sorunları da beraberinde getirmektedir.

        

 

ERKEN BOŞALMA:

 

Tedavi edilen cinsel işlev bozukluklarının % 35-40’ ının ana yakınması erken boşalmadır. Sürekli veya tekrarlayıcı olarak erkeğin istediğinden önce ejakülasyon ve orgazma ulaşmasıdır.

 

Genç ve yeni cinsel partnerli erkeklerde daha sıktır. Bazı vakalarda erken boşalma derinlerdeki bir ruhsal çatışmadan veya depresyondan kaynaklanıyor olabilir. Bunların açığa çıkarılması için psikoterapi uygulanması ve depresyonun tedavisi nedene yönelik ilaç tedavisi ile birlikte gerekli olabilir.

 

 

SERTLEŞME ( EREKSİYON)  SORUNU:

 

Cinsel birleşme öncesinde veya esnasında penisin sertliğini koruyamaması durumudur. Zaman zaman tüm erkeklerin yaşayabileceği bir durumdur. Eğer sertleşme(ereksiyon) sorunu kalıcı bir  hal aldıysa, kişinin cinsel yaşamını etkileyici boyuta ulaşmış ise uzmanlardan destek alınması gerekir.

Sertleşme sorunu erkeklerin cinsellikle ilgili kâbuslarının başında gelmektedir.  Araştırmalara göre dünyadaki her 100 erkekten 17’si sertleşme sorunu yaşamaktadır.

 

DİSPARONİ (ağrılı cinsel birleşme):

Disparoni cinsel birleşme öncesinde, sırasında veya sonrasında görülen cinsel bölge ile ilgili ağrıları tanımlar. Sürekli ve yineleyici bir biçimde görülmesi ile karakterizedir.

Ağrılı cinsel birleşme gerginlik ve anksiyete sonucu ortaya çıkabilir.

Disparoni erkeklerde nadir görülür ve genellikle organik bir durumla ilgilidir.

 

 

VAJİNİSMUS:

 

Yaklaşık olarak kadınların % 1’inde görülen vajinismus, vajinanın dış kısmında yer alan kaslarda, penis, parmak, tampon ya da muayene spekulumu yerleştirme esnasında meydana gelen istemsiz kasılmalara verilen addır.

Bazı vakalarda vajinismus cinsel ilişkiyi mümkün kılamayacak kadar ağırdır. Çoğunlukla muayene esnasında dahi kasılmalar meydana geldiğinden jinekolojik muayene yapılamayabilir.

Cinsel birleşme mümkün olmadığı için tedavi olmayan çiftlerin sıkça ayrılma, boşanmaya kadar giden uyumsuzluk ve geçimsizlik yaşamalı kaçınılmazdır.

Nedenleri:

Vajinismus, dünyanın her yerinde ve bütün kültürlerde görülür. Geçmişte yaşanan psikolojik travmaya neden olan cinsel deneyimler, ağrılı jinekolojik muayene, çok ağrılı ilk cinsel deneyim, katı dini inançlar, cinsellikle ilgili yanlış ve eksik bilgiler nedenler arasındadır. Vajinismusu olan kadınlar genelde genital anatomileri ve vajinalarının boyutları hakkında yanlış bilgilere sahiptirler; vajinalarının, içine herhangi bir şey giremeyecek kadar küçük ya da dar olduğunu düşünme eğilimindedirler.

Vajinismus Ne Zaman Açığa Çıkar?
Vajinismus, ilk cinsel ilişki girişimi sırasında, jinekolojik muayene sırasında ya da tampon kullanma girişimi sırasında ortaya çıkabilmektedir. Pubik kaslar kasılarak vajinanın açılmasını engeller ve cinsel birleşmenin gerçekleşmesine engel olur.

Kasılma oluşursa cinsel birleşme ya imkânsız hale gelir ya da şiddetli acı oluşur. Genellikle vajinal bölgeye müdahale sona erdiğinde kaslar rahatlar
ve normale döner.

Pubik kasların kasılması kişinin isteği dışında gerçekleşmektedir. Kişi her ne kadar uyanık da olsa durum bilinç dışı meydana gelir. Genellikle fiziksel ve duygusal faktörlerin birleşmesi sonucu oluşur ve bu kasılmalar aslında vücudun korku karşısında kendini korumaya yönelik bir savunma refleksidir.
Vajinismusun nedenlerini, sonuçlarını ve nasıl tedavi edileceğini bilmemek çiftlerin sonuçsuz kalan uzun uğraşılarına, hayal kırıklıkları yaşamalarına neden olur ve her iki tarafı da psikolojik ve fiziksel olarak yıpratır. Oysa profesyonel bir destekle birkaç haftalık bir süre içinde kolayca tedavi edilebilecek bir sorundur.

VAJİNİSMUS TEDAVİSİ:

         Vajinismus tedavisi çok boyutludur. Başlangıçta kişinin kendi başına yapacağı ev ödevleri daha sonra eşi ile birlikte devam ederek eşler arasında karşılıklı güven ortamının oluşması sağlanır.

Öncelikle çiftin yanlış inanışlarının düzeltilmesi, eksik bilgilerin tamamlanması, gerekirse rahatlatıcı ve sıkıntıyı azaltıcı bir ilaç desteği yanında davranışçı terapi ve psikoterapi ile tedavi tamamlanabilir. Ev ödevlerinin düzenli çalışılması tedavi sürecini etkileyen en önemli faktörlerdendir.

 

ANORGAZMİ ORGAZM OLAMAMA HALİ:

Kadının hiç orgazm olamaması, çok geç orgazm olması veya yeterli uyarıya rağmen orgazma ulaşmanın çok güç olmasıdır. Orgazm olamama kadınlarda anksiyeteye (içsel sıkıntılara) ve depresyona neden olabileceği gibi anksiyete ya da depresyondan da kaynaklanabilir.

Yapılan bazı araştırmalarda kadınların yaklaşık % 5’inin hayatlarının hiçbir döneminde orgazma ulaşmamış olduklarını gösteren ilginç sonuçlar ortaya çıkmaktadır.

Kadının orgazma ulaşamamasında erkek eşin cinsel açıdan tecrübesizliği, erken boşalma sorunu olması gibi etkenler sıklıkla karşımıza çıkmaktadır.

Her ilişkide orgazm yaşanacak” diye de bir kural yoktur. Zaman zaman orgazm olmaması son derece normal bir durumdur. Ancak bu durum sıklıkla tekrarlıyorsa mutlaka profesyonel destek alınarak tedavi sağlanmalıdır.

 

 

LİBİDO AZALMASI (CİNSEL İSTEKSİZLİK)

Cinsel isteksizlik ya da cinsel istekte azalma psikolojik veya fizyolojik kaynaklı olabilir. Psikolojik (psikiyatrik) nedenlerin başında depresyon ve anksiyete bozuklukları gelmektedir.

Diğer yandan kişinin eşi-partneriyle ilişkisindeki gerilimler sonucun­da eşine duyduğu cinsel ilginin azal­masıyla cinsel dürtü azalması arasın­da ayrım yapmak önemlidir. İnsanın cinsel dürtü kaybından yakınması, artık eşine ilgi duymadığını ya da değişik nedenlerle eşiyle cinsel iliş­kiden kaçındığını kabul etmesinden çok daha ko­laydır. Bu gibi durumlarda bazen is­tek vardır ama bastırılmıştır. Cinsel arzu azlığı yaşayan çoğu insan, bunu paylaşmak ve yardım almak konusunda isteksiz oldukları için tedavi olabilecekleri halde sorunu yaşamaya devam edebilmektedirler.

Libido azalmasının sık görülen nedenleri arasında depresyon ve anksiyete bozuklukları gibi psikiyatrik hastalıklar, çeşitli nedenlerle oluşan hormon düzensizlikleri ya da yetersizlikleri ile hormonlar arası dengelerdeki bozulmalar sayılabilir. Yaşın ilerlemesi ve menopoz ile testosteron ve östrojen hormonunun normal olarak azalması da sık rastlanan nedenler arasında olup tedaviyle büyük oranda giderilebilmektedir.

NİMFOMANİ (AŞIRI CİNSEL DÜRTÜ)

Kişinin gerek kendisine gerekse çevresinde ki insanlara zarar verebilecek tarzda aşırı ve saplantılı bir şekilde cinselliği düşünmesi,          karşı konulmaz bir cinsel istek duyması ve bu istek karşısında direnç gösteremeyerek bu davranışları gerçekleştirmesi durumudur.

Cinsellik yaşama dürtüsüne engel olamama ve bunu gelişigüzel, sağlıksız ve uygunsuz bir şekilde farklı kişilerle eyleme dökme olarak tanımlanan bu sorunu yaşayan insanlar genellikle

  • Düzenli bir ilişki sürdüremezler.
  • Seçici değillerdir.
  • İtibarlarını ve prestijlerini riske atarlar.
  • Kendilerine hayran(narsisist), Çabuk morali bozulan, duygusal iniş çıkışlar yaşayan, sıkıntıya katlanma eşiği düşük olan ve bağımlı kişilik yapısındaki insanlarda bu sorun daha sık görülebilmektedir.