Kişilik özellikleri insanları birbirlerinden farklı kılan, onların kendilerine ve çevresindekilere bakış açılarını, onlarla kurdukları ilişki düzeylerini ve tepkilerini belirleyen çeşitli ortamlarda kendini gösteren duygusal, düşünsel ve davranışsal özelliklerdir…
Bu özelliklerin kişinin çevreye uyumunu bozup, günlük işlevselliğini bozması, kendinde gerilim-kaygı hali oluşturup, içinde yaşanılan kültürün beklentilerinden sapma gösteren ve süreklilik taşıyan bir hal alması durumunda kişilik bozukluğundan bahsedilir.
Bir başka deyişle kişilik bozuklukları Bilinen ruhsal bozuklukların dışında kalan ve uzun süreli uyum bozuklukları gösteren, kişilik yapısının eğilimlerine göre sınıflandırılan bir grup bozukluktur.
Toplumda yaklaşık %10 civarında görülür.
Genelde kadınlarda ve erkeklerde eşit oranda görülmekle birlikte histrionik ve borderline (sınırda) kişilik bozukluğu daha çok kadınlarda, antisosyal kişilik bozukluğu daha çok erkeklerde görülür.
Kişilik bozukluklarında çevresel faktörlerin mi, kalıtımsal etkenlerin mi daha belirleyici olduğu konusu tartışmalıdır.
Araştırmalarda özellikle Şizotipal kişilik bozukluğu, Paranoid kişilik bozukluğu ve Antisosyal (sosyopati) kişilik bozukluğu gibi bazı kişilik bozukluğu türlerinde kalıtımsal geçişin daha belirgin olduğu kanıtlanmıştır.
Bu bozukluk kendisini,
1-başkalarını ve olayları algılamada,
2- Kişinin verdiği duygusal tepkilerin uygunluk, değişkenlik ve yoğunluğunda
3-kişiler arası işlevsellikte
4- öfke, heyecan, aşırı isteklerin, dürtülerin kontrolünde olmak üzere yukarıdaki dört alanın en az ikisinde kendini gösterir.
Bu durum başka bir ruhsal, fiziksel hastalığın ya da bir maddenin etkilerine bağlı olarak gelişen bir durum değildir.
Kişilik bozukluğu türlerine geçmeden önce kişilik bozukluklarında görülen ortak özelliklerden söz etmek uygun olacaktır:
1) Davranışların benliğe yerleşmiş olması ve uyum amacı ile esneklik göstermemesi (katılık)
2) Belli bir toplum içinde uyumlu sayılabilmek için geçerli ölçütlerden sapması, yani toplumun ve çevrenin değer yargılarıyla beklentileri ve normal kabul ettiği ölçülerle çelişen ve uyum sorunlarına neden olan davranış farklılıkları ve sıra dışı yaşantıların sergilenmesi, toplum içinde uyumlu sayılabilecek ölçülerin dışına taşılması söz konusudur. (topluma aykırılık)
3) Davranış problemlerinin çocukluktan beri süre gelmesi (yerleşiklik)
4) Toplum içinde ve iş yaşamında belirgin bozulmaya yol açması (çatışmacılık)
5) Genellikle benliğe uyumlu (ego-syntonic), yani benimsenmiş olması ve değiştirilmek istenmemesi; bazen de benimsenmemiş (ego-dystonic) olsa bile değiştirilmemesi(devamlılık)
6) Genel olarak çevre ile çatışma ve sürtüşmeye yol açması; kendisini çevreye değil, çevresini kendisine uydurmaya çalışması (uyumsuzluk).
KİŞİLİK BOZUKLUĞU TÜRLERİ
Kişilik bozuklukları A,B ve C kümesi olmak üzere üç ana kümede sınıflandırılır. Her kümenin kendi içinde bazı ortak özellikleri bulunur.
Küme A:
Paranoid, Şizoid, Şizopital kişilik bozuklukları
Küme B:
Antisosyal, Sınır (Borderline), Histrionik, Narsisistik kişilik bozuklukları.
Küme C:
Kaçınan (avoidant), Bağımlı, Obsesif-Kompulsif, Pasif-Agresif kişilik bozuklukları
PARANOİD KİŞİLİK BOZUKLUĞU
Kuşkucu, alıngan, kuruntulu, güvensiz kişilerdir. Aşırı kıskanç olabilirler. Önyargılı, mesafeli ve soğukturlar. Çatışmacı bir ilişki biçimi sergilerler. Başkalarının tutum ve davranışlarından kendilerine bir kötülük geleceği kuşkusu ile aşırı dikkatli, tetikte ve savunucudurlar. Başkalarına soğuk ve yukardan bakan, çabuk eleştiren, eleştiri ve şaka kaldırmayan özellikleri belirgindir. Kendilerini haklı ve üstün görürler. Başarısızlıklarını ve kusurlarını başkalarını eleştirerek ve haksız bularak akla uygun hale getirirler ederler.
Bu kişilik bozukluğu için tanı kriterleri:
1) Yeterli bir temele dayanmaksızın başkalarının kendisini sömürdüğünden, aldattığında ya da kendisine zarar verildiğinden kuşkulanır.
2) Dostlarının ya da iş arkadaşlarının kendisine olan bağlılığı ya da güvenirliği üzerine yetersiz kuşkuları vardır.
3) Söylediklerinin kendisine karşı kötü niyetle kullanılacağından yersiz yere korktuğundan ötürü başkalarına sır vermek istemez.
4) Sıradan sözlerden ya da aşağılandığı ya da gözdağı verildiği biçiminde anlamlar çıkartır.
5) Sürekli kin besler, yani onur kırıcı davranışları, haksızlıkları ya da görmezlikten gelinmesini bağışlamaz.
6) Başkalarınca anlaşılır olmayan bir biçimde, karakterine ya da itibarına saldırıldığı yargısına varır ve öfkeyle ya da karşı saldırı ile birden tepki gösterir.
7) Haksız yere karısının/kocasının ya da cinsel eşinin sadakatsizliğiyle ilgili kuşkulara sık sık kapılır.
ŞİZOİD KİŞİLİK BOZUKLUĞU
İçe kapanık ve yalnız yaşamaktan hoşlanırlar. İnsanlarla ilişki kurmaktan kaçınırlar. Mizah anlayışları oldukça zayıftır, nadir gülerler. Yakın ilişkiler kurmaktan, topluma karışmaktan kaçınan, duygularını belli etmediği için soğuk görünen, içe-dönük kişilerdir. Kolay arkadaşlık kuramazlar, açılamazlar ve yalnızlığı yeğlerler.
Bu kişilik bozukluğu için tanı kriterleri:
1) Ailenin bir parçası olmadığı gibi, ne yakın ilişkilere girmeyi ister, ne de yakın ilişkilere girmekten zevk alır.
2) Hemen her zaman tek bir etkinlikte bulunmayı yeğler.
3) Başka biriyle cinsel deneyim yaşamaya ilgisi varsa bile çok azdır.
4) Alsa bile çok az etkinlikten zevk alır
5) Birinci derecede akrabaları dışında yakın arkadaşları ya da sırdaşları yoktur.
6) Başkalarının övgü ya da eleştirilerine karşı ilgisiz görünür.
7) Duygusal soğukluk, kopukluk ya da tekdüze bir duygulanım gösterir.
ŞİZOTİPAL KİŞİLİK BOZUKLUĞU
Bu kişilik bozukluğu şizofrenide kalıtım araştırmaları sırasında son yıllarda tanımlanmıştır. Düşünce ve davranışlarında garip, olağan-dışı özellikler taşıyan, zor ilişki kuran, eksantrik kişilerdir.
Bu kişilik bozukluğu için tanı kriterleri:
1) Referans fikirleri – Kendisi hakkında konuşulduğu konusunda düşünceleri vardır.
2) Davranışları etkileyen ve kültürel değerlerle uyumlu olmayan acayip inanışlar ya da büyüsel düşünce (örn. batıl inanç, “gaipten haber verme” ye inanma, telepati ya da ” altıncı his” ; çocuklarda ve ergenlerde saçma sapan düşünceler ya da bunlar üzerine düşünüp durmalar)
3) Olağandışı algısal yaşantıları, bunlar arasında bedensel illüzyonlar vardır.
4) Acayip düşünüş biçimi ve konuşma (örn. belirsiz, çevresel, mecazi, aşırı ayrıntılı ya da basmakalıp)
5) Kuşkuculuk ya da paranoid düşünce
6) Uygunsuz ya da kısıtlı duygulanım
7) Acayip, alışılagelmişin dışında ya da çok kendine özel davranış ya da görünüm
8) Birinci derece akrabalar dışında yakın arkadaşların ya da sırdaşların olmaması
9) Yakından tanımakla azalmayan aşırı toplumsal anksiyete, kendisi hakkında olumsuz yargılardan çok paranoid korkular bu bozukluğa eşlik etme eğilimi taşır.
ANTİSOSYAL KİŞİLİK BOZUKLUĞU
Kavga, suç ve şiddete eğilimlidirler. Çevreye zarar verebildikleri gibi kendilerine de zarar verirler. Acıma, adalet ve empati duyguları gelişmemiştir. Toplumda “Psikopat” diye tanımlanan kişilerin dâhil olduğu bir kişilik bozukluğudur. Birçok davranışları ile uzun süre toplumsal yasalara ters düşen, suç sayılan davranışlar gösteren kişiler bu tanı sınıfına girerler.
Çocukluk çağında davranım bozukluğu (conduct disorder) tanısı alan bu kişilere 18 yaşından sonra antisosyal kişilik bozukluğu tanısı konur.
Bu kişiler toplum kurallarına uyma güçlükleri ve öfkelerini kontrol edememeleri nedeni ile sık sık karakollara düşerler ve tutuklanırlar. Rahatsızlıkları ile ilgili içgörüleri olmadığı için aldıkları cezaları kendilerine haksızlık olarak algılarlar.
Bu kişilik bozukluğu için tanı kriterleri:
1) Tutuklanması için zemin hazırlayan eylemlerde tekrar tekrar bulunmakla belirli, yasalara uygun toplumsal davranış biçimine ayak uyduramama
2) Sürekli yalan söyleme, takma isimler kullanma ya da kişisel çıkarı, zevki için başkalarını atlatma ile belirli dürüst olmayan tutum.
3) Dürtüsellik (impulsivite) ya da gelecek için tasarılar yapmama
4) Yineleyen kavga dövüşler ya da saldırılarla belirli olmak üzere sinirlilik ve saldırganlık
5) Kendisinin ya da başkalarının güvenliği konusunda umursamazlık
6) Bir işi sürekli götürememe ya da mali yükümlülüklerini tekrar tekrar yerine getirmeme ile belirli olmak üzere sürekli bir sorumsuzluk
7) Başkasına zarar vermiş, kötü davranmış ya da başkasından bir şey çalmış olmasına karşı ilgisiz olma ya da yaptıklarına kendince mantıklı açıklamalar getirme ile belirli olmak üzere vicdan azabı çekmeme
SINIR (BORDERLİNE) KİŞİLİK BOZUKLUĞU
Hep bunalım içindedirler. Huzurlu ve sakin bir dünyaları olmaz, hep kendilerini boşlukta hissetmekten yakınırlar. Hep uç duygular ve davranışlar sergilerler. Kendilerine zarar verecek davranışlara sonunu düşünmeden atılırlar. Benlik algılarında ve kimlik yapılarında hep dalgalanma ve kararsızlık göze çarpar. Kişilerarası ilişkileri de kararsız sorunludur. Sıra dışı cinsel davranışlar, madde-alkol kullanımı, pervasız araba kullanma, kontrolsüz öfke nöbetleri sık görülür.
Bu kişiler cinsel, mesleksel ve toplumsal kimliklerinde derin güvensizlik ve dengesizlik gösterirler. Sağlam bir kimlik duygusu gelişmemiştir. Boşluk ve anlamsızlık duygusundan sıkça yakınırlar. Çoğu ağır narsistik eğilimler gösterirler.
1) Gerçek ya da hayali bir terk edilmeden kaçınmak için çılgınca çaba gösterme.
2) Gözünde aşırı büyüme (göklere çıkarma) ve yerin dibine sokma uçları arasında gidip gelen, gergin ve tutarsız kişiler arası ilişkilerin olması.
3) Kimlik karmaşası: Belirgin olarak ve sürekli bir biçimde tutarsız benlik algısı ya da kendilik duyumu.
4) Kendine zarar verme olasılığı yüksek en az iki alanda dürtüsellik (Örn: para harcama, cinsellik, madde kötüye kullanımı, pervasızca araba kullanma, tıkınırcasına yemek yeme).
5) Yineleyen intiharla ilgili davranışlar, girişimler göz korkutmalar ya da kendine kıyım davranışı
6) Duygudurumda belirgin bir tepkiselliğin olmasına bağlı affektif dengesizlik (Ör: yoğun anlık huzursuzluklar, gerginlikler ya da genellikle bir kaç saat süren, nadiren bir kaç günden daha uzun süren bunaltı)
7) Kendini sürekli olarak boşlukta hissetme
8) Uygunsuz, yoğun öfke ya da öfkesini kontrol altında tutamama ( Ör: sık sık hiddetlenme, geçmek bilmeyen öfke, sık sık kavgalara karışma)
9) Stresle ilişkili gelip geçici paranoid düşünce ya da ağır dissosiatif semptomlar
HİSTRİONİK KİŞİLİK BOZUKLUĞU
Birçok çevrede hala histerik kişilik bozukluğu olarak adlandırılmaktadır. Yapmacık davranışlar, rol yapıyor izlenimi veren ve çoğu zaman fazla abartılı davranışlar sergilerler. Hep fark edilmeyi ve merkezde olmayı isterler. Duyguları hızlı değişir ve yüzeyseldir. Gösterişe meraklıdırlar, duygularını abartılı ifade ederler.
Histrionik kişilik bozukluğunda dikkati üzerine çekme isteği ve çabaları, olayları büyütmeye, dramatize etmeye, hatta yalan öyküler (mitomani) anlatmaya eğilim; abartılmış duygusal tepkiler ve beden, yüz hareketleri; çabuk etkilenme gibi özellikler bulunur.
Ben-merkezcilik ve özsevicilik eğilimleri fazladır. Kimilerinde baştan çıkarıcı davranışlar (seductive) dikkati çeker. Çabuk arkadaş olur, fakat çabuk reddedilmiş hissederler. Genel olarak yapaylık, oyunculuk, yüzeysellik ilişkilere egemendir.
Cinsellik dışındaki her konu aşırı cinselleştirilir ancak cinsel yaşamlarında derin cinsel korkuları ve kısıtlanmaları vardır.
Şefkat ve sevgi açlığı gösterirler; fakat olgun dengeli ilişkiler kuramazlar. Daha çok kadınlarda görülür.
Bu kişilik bozukluğu için tanı kriterleri:
1) İlgi odağı olmadığı durumlarda rahatsız olur
2) Başkalarıyla olan etkileşimi çoğu zaman uygunsuz bir biçimde cinsel yönden ayartıcı ya da baştan çıkartıcı davranışlarla belirlidir.
3) Hızlı değişen ve yüzeysel kalan duygular sergiler
4) İlgiyi üzerine çekmek için sürekli olarak fizik görünümünü kullanır
5) Aşırı bir düzeyde başkalarını etkilemeye yönelik ve ayrıntıdan yoksun bir konuşma biçimi vardır.
6) Gösteriş yapar, yapmacık davranır ve duygularını aşırı bir abartmayla gösterir
7) Telkine yatkındır yani başkalarından ya da olaylardan kolay etkilenir
8) İlişkilerin, olduğundan daha yakın olması gerektiğini düşünür
NARSİSİSTİK (ÖZSEVER) KİŞİLİK BOZUKLUĞU
En güzel, en yakışıklı, en parlak, en başarılı kişi olma hayallerine kendilerini kaptırırlar. Böylesine yoğun narsisistik beklentiler içinde kuşkusuz hayal kırıklıkları, incinmelerde o denli sık olabilir.
Özsaygı sanki hep dışardan gelecek ilgi, beğeni ve onaylarla beslenmektedir.
Eleştiriye dayanamazlar, sürekli övgü beklerler. Bu nedenle görünüş ve davranış hep buları elde etmeye yöneliktir. Beklentileri karşılanmayınca özsaygı çabuk düşer. Kırgınlıklar, bunaltı ve çökkünlükler olabilir.
Bu kişilik bozukluğu için tanı kriterleri:
1) Kendisinin çok önemli olduğu duygusunu taşır ( Örn: başarılarını ve yeteneklerini abartır, yeterli bir başarı göstermeksizin üstün biri olarak bilinmeyi bekler)
2) Sınırsız başarı, güç, zekâ, güzellik ya da kusursuz sevgi düşlemeleri üzerine kafa yorar
3) “Özel” ve eşi bulunmaz biri olduğuna ve ancak başka özel ya da toplumsal durumu üstün kişilerin( ya da kurumların) kendisini anlayabileceğine ya da ancak onlarla arkadaşlık etmesi gerektiğine inanır.
4) Çok beğenilmek ister.
5) Hak kazandığı duygusu vardır: Kendisinin özellikle kayırılacak olduğu bir tedavi biçiminin uygulanacağı beklentileri ya da beklentilerine göre uyum gösterme
6) Kişiler arası ilişkileri kendi çıkarı için kullanır: Kendi amaçlarına ulaşmak için başkalarının zayıf yanlarını kullanır
7) Empati (Eşduyum) yapamaz: Başkalarının duygularını ve gereksinimlerini tanıyıp tanımlama konusunda isteksizdir.
8) Çoğu zaman başkalarını kıskanır ya da başkalarının kendisini kıskandığına inanır.
9) Küstah, kendini beğenmiş davranış ya da tutumlar sergiler
KAÇINAN (AVOİDANT)KİŞİLİK BOZUKLUĞU
Bunlar toplum içinde olumsuz değerlendirilmekten korkan, utangaç, çekingen, kendilerini fazla gözleyen ve nasıl göründüğünü merak eden kişilerdir. Toplumda çirkin, anlamsız görünmekten, yanlış bir şey yapmaktan korkarlar ve heyecanlanırlar. Yüzleri kızarır, elleri titrer ve bular fark edilecek diye endişe ederler.
Bu kişilik bozukluğu için tanı kriterleri:
1) Eleştirilecek, beğenilmeyecek ya da dışlanacak olma korkusuyla çok fazla kişiler arası ilişki gerektiren mesleki etkinliklerden kaçınır.
2) Sevildiğinden emin olmadıkça insanlarla ilişkiye girmek istemez
3) Mahcup düşeceği ya da alay konusu olacağı korkusuyla yakın ilişkilerde tutukluk gösterir.
4) Toplumsal durumlarda eleştirileceği ya da dışlanacağı üzerine kafa yorar.
5) Yetersizlik duyguları yüzünden yeni kişilerle aynı ortamda bulunduğu durumlarda ketlenir.
6) Kendisini toplumsal yönden beceriksiz, kişisel olarak albenisi olmayan biri olarak ya da başkalarından aşağı görür.
7) Mahcup düşebileceğinden ötürü kişisel girişimlerde bulunmak ya da yeni etkinliklere katılmak istemez.
BAĞIMLI KİŞİLİK BOZUKLUĞU
Yalnız başına karar veremeyen, girişim yapamayan, eyleme geçemeyen, sorumluluk alamayan bu kişiler yetişkin çağı doğal beklentileri karşısında bir çocuk gibi çaresiz kalırlar. Yakınlarının karar vermesini girişime geçmesini beklerler. İsteyici ve alıcı tiplerdir; ama vermeyi bilmezler. Örneğin, iş aramak gerekiyorsa, bunu babasından bekler, fakat evdeki ufak işlere de katkıda bulunmak işine gelmez. Sanki başkaları ona borçludur. Kendisi edilgin-bağımlı kalacak, başkaları ona gerekli şeyleri sağlayacaktır. Dikkat edilirse bu tutum ve davranışlar küçük bir çocuğun davranışına benzer. Psikanalitik yayınlarda bu kişilik özelliklerine oral- bağımlılık adı verilir ve oral dönemde saplanma nedeniyle oluşur. Aşırı korunan, aşırı verilen, özerklik ve girişim yetileri kısıtlanarak büyütülen kişilerdir. Yanlarında kendilerine bakan, veren, koruyan, destek olan, karar alan kişiler olmazsa çok güvensiz, tedirgin ve bunaltılı olurlar. Sorumluluk almayı, özerk karar vermeyi, girişimciliği beklemeyen; denettim ve destek sağlayan koruyucu iş yerlerinde uyum yapabilirler. Çocukluk çağında, özerk, bağımsız ve girişken olmayı hem aile içinde, hem okulda desteklemeyen, hatta çok değişik yöntemler ve yasaklarla kısıtlayan toplumumuzda bağımlı kişilik bozukluğunun çok sık görüldüğü düşünülebilir.
Bu kişilik bozukluğu için tanı kriterleri:
1) Başkalarından bol miktarda öğüt ve destek almazsa gündelik kararlarını vermekte güçlük çeker.
2) Yaşamının çoğu önemli alanında sorumluluk almak için başkalarına gereksinir.
3) Desteğini yitireceği ya da kabul görmeyeceği korkusuyla başkalarıyla aynı görüşü paylaşmadığını söylemekte zorluk çeker.
4) Tasarıları başlatma ya da kendi başına iş yapma zorluğu vardır. (böyle bir isteğinin ya da yapacak gücünün olmamasından çok doğru yapıp yapmadığına ya da yeteneklerine ilişkin kendine güveninin yokluğundan ötürü)
5) Başkalarının bakım ve desteğini sağlamak için hoş olmayan şeyleri yapmayı isteyecek kadar aşırıya gider.
6) Kendisine bakamayacağına ilişkin aşırı korku nedeniyle tek başına kaldığında kendisini rahatsız ya da çaresiz hisseder.
7) Yakın bir ilişkisi sonlandığında bir bakım ve destek kaynağı olarak derhal başka bir ilişki arayışı içine girer.
8) Kendi kendine bakma durumunda bırakılacağı korkuları üzerine gerçekçi olmayan bir biçimde kafa yorar.
OBSESİF-KOMPULSİF KİŞİLİK BOZUKLUĞU
Bu kişilik bozukluğunda şu özellikler bulunur:
1) Yapılan etkinliğin asıl amacını unutturacak derecede ayrıntılar, kurallar, listeler, sıralama, organize etme ya da program yapma ile uğraşıp durur.
2) İşin bitirilmesini zorlaştıran bir mükemmeliyetçilik gösterir.( Örn: kendine özgü aşırı katı ölçüler karşılanamadığı için bir tasarıyı tamamlayamaz)
3) Boş zamanlarını değerlendirme etkinliklerinden ve arkadaşlıklarından yoksun kalacak derecede kendisini işe ya da üretkenliğe adar.(ekonomik gereksinimleri ile açıklanamaz)
4) Ahlak, doğruluk ya da değerler gibi konularda vicdanının sesini aşırı dinler ve esneklik göstermez.(kültürel ya da dinsel özdeşim ile açıklanamaz)
5) Özel bir değeri olmasa bile eskimiş ya da değersiz şeyleri elden çıkartamaz
6) Başkaları, tam olarak kendisinin yaptığı gibi yapmayı kabul etmedikçe görev dağılımı yapmak ya da başkalarıyla birlikte çalışmak istemez.
7) Para harcama konusunda hem kendisine, hem de başkalarına karşı cimri davranır; para, gelecekte ortaya çıkabilecek felaketler için biriktirilmesi gereken bir şey olarak görülür.
8) Katı ve inatçıdır