RUHSAL BİR CHECK-UP veya KORUYUCU PSİKİYATRİ

 

 

                          RUHSAL BİR CHECK-UP veya KORUYUCU PSİKİYATRİ

 

                                                 

Medyaya yansıyan  “Ruhsal Checkup kampanyanız oldu. Ruhsal Çekap denince ne anlamalıyız?

C:Günümüzde özellikle gelişmiş ülkelerde koruyucu hekimlik tedavi edici hekimlikten daha öncelikli konuma geçmektedir. Bu durum sosyal, ekonomik, biyolojik ve psikolojik boyutları olan psikiyatri için de “koruyucu psikiyatrik danışmanlık hizmeti” veya “koruyucu ruh sağlığı hizmeti” olarak öne çıkmaktadır.

Sorunlar veya sorun olma eğilimindeki durumlar henüz bir hastalığa veya psikiyatrik krize dönüşmeden ele alınırsa daha kolay, daha az maliyetle çözümlenebilir. Söz konusu durumun kişinin toplumsal ve Profesyonel (mesleki) ilişkilerinde oluşturacağı hasar da minimum düzeyde tutulmuş olur.

Örneğin ufak tefek sorunların ilişkilerini zedelemeye başladığını fark eden bir çiftin, durumları geçimsizlik veya çatışma boyutlarına varmadan profesyonel bir danışmanlık hizmeti almaları daha doğrudur. Bu hizmeti evlenmeden önce almaları ise en doğrusudur.

Uyumlu bir çift adayı olup olmadıklarını veya uyumlu bir çift olmak için ne yapmaları gerektiği konusundaki bilimsel bilgileri paylaşarak daha doğru kararlar alabilirler. Zira iyi iki insan da birbirleriyle anlaşamayabilir.

Bu nedenle biz, testiyi kırmadan önce yani bir psikiyatrik sorun veya kriz ortaya çıkmadan önce bu konuda profesyonel bir danışmanlık hizmeti alınmasının çok önemli olduğunu düşünüyor ve insanlarımızı buna davet ediyoruz.

 

Batı ülkelerinde durum nasıl? 

C:Her şeyin ekonomiye endekslendiği ABD’ de yapılan araştırmalarda sorunlar açıkça ortaya çıkmadan önce “önlemeye yönelik”  “koruyucu psikiyatrik hizmet”in maliyetinin hastalık ve sorunlar ortaya çıktıktan sonraki “tedavi edici psikiyatrik hizmet”ten çok daha az olduğunu gösteren sonuçlar var. Yani ikinci seçeneğin gerek bireye ve aileye, gerekse ülke ekonomisine çok daha fazla yük oluşturduğu saptanmıştır(zaman kaybı, işgücü kaybı, tedavi masrafları, sosyal ve ekonomik düzenin bozulması vs). Bu nedenle gerek bireyler ve gerekse özel ve kamu kurumları koruyucu ruh sağlığı hizmeti almaya özendirilmektedir. Bir şirketin genel müdürü de işçisi de kendilerini çok iyi hissettiklerinde daha verimli, daha uyumlu olmakta, üretim ve paylaşım artmakta, bireyler daha kolay terfi etmekte, daha çok kazanmaktadırlar.

Sadece ekonomik boyutuyla değerlendirildiğinde bile koruyucu ruh sağlığı hizmetinin önemi rakamsal değerlerle önümüzde dururken bunun toplumsal ilişkilerde, mesleki işlevsellikte, kişinin yakın çevresiyle olan “kişilerarası” ilişkilerde ve aile ilişkilerinde, kısacası kişinin hayat kalitesi üzerinde oluşturacağı etkiler hesaba katıldığında daha çarpıcıcı sonuçlara ulaşırız.

 

Ruhsal checkup kapsamında ne tür işlemler ya da hizmetler mevcut, başvuranlara ne uyguluyor veya sunuyorsunuz?

Öncelikle psikiyatrik görüşme yapıyoruz tabi ki. Bir seanslık görüşmeden sonra gerek duyarsak birtakım testler uyguluyoruz. Bu testler depresyon, anksiyete, panik, fobi, obsesif kompulsif bozukluk gibi bazı hastalıkları ölçmeye yönelik olabildiği gibi kişilik bozukluklarını ve kişilik özelliklerini ölçmeye yönelik testler veya stres düzeyini ya da kişinin yaşadığı ruhsal bir travmanın etkilerini, kişinin bu travmadan etkilenme derecesini ölçmeye yönelik de olabiliyor. Kişiye özel bir değerlendirme oluyor yani.

 

Çağımızla psikiyatrik sorunlar arasında bir bağlantı kurabilir miyiz?

C:Evet, modern yaşantı biçiminin bireyleri maruz bıraktığı koşturmaca ve stres, yüksek sorumluluk gerektiren işler, zamana karşı mücadele gerektiren yüksek tempolu işler, çok faktörlü, çok bileşenli, sürekli dikkat ve konsantrasyon gerektiren işlerin yoğunluğu nedeniyle psikiyatrik birçok sorun çağımızın problemleri olarak karşımıza çıkmaktadır.

Hız, yoğunluk, sorumluluk ve zamana karşı yarışmanın oluşturduğu basıncın bir baş dönmesine dönüştüğü bir stres çağını yaşıyoruz

Örneğin yönetici konumdaki insanlar performans ve sorumluluk kaygısı nedeniyle daha çok strese maruz kalabiliyorlar.

 

Psikiyatrik sorunlar Söz konusu olduğunda Türkiye’nin özel koşulları için farklılıklardan söz edebilir miyiz?

C:Ülkemizin teknoloji transferini hızla yapmasına ve yapıyor olmasına rağmen insan kaynakları ve nitelikli ve insan eğitimi konusunda oldukça yetersiz kaldığını düşünüyorum. İnsan faktöründeki bu olumsuzluklar ve yetersizliklere  (eğitimsizlik, görgü-bilgi eksikliği vs.)  altyapı hizmetlerinin ciddi eksikleri eklendiğinde ise “önleyici-koruyucu hizmet” daha da önem kazanıyor.

 

Batı ülkeleriyle ülkemizdeki ruhsal sorunlar arasında belli yaş grupları ya da cinsiyetler açısından belirgin farklılık var mıdır?

C:Batı ülkelerinde yaşlı nüfusun genel nüfusa oranı, Türkiye ile kıyaslandığında çok daha fazla olduğu için, yani onlarda yaşlı nüfus, bizde genç nüfus daha fazla olduğu için batıda yaşlılara yönelik psikiyatrik hizmet daha günceldir.

Ayrıca henüz yaşlılarını aile içinde ya da yakınında tutarak onlara destek sağlayan bir toplum olmamızın da yaşlılara yönelik kurumsal hizmete daha az ihtiyaç duyulmasını sonuç veren bir yönü var.

Ancak bizde de zaman geçtikçe yaşlılara yönelik psikiyatrik hizmetin yetersizliği daha çok kendisini hissettirmektedir. Tüm dünyada yaşlı nüfus artmakta ve yaşlılık sorunları tüm toplumlarda artış göstermektedir. Ancak ülkemizde gençlerin, ergenlerin ve çocukların sorunları göreceli olarak daha ön plandadır(bunda yetersiz eğitimin de katkısı vardır).

Diğer yandan ülkemiz strese bağlı bozukluklar açısından son derece yüklü bir ülkedir.

Yine ülkemizde kadınlar hem kendilerini ifade etmede güçlük yaşadıkları hem de belki daha fazla strese maruz kaldıkları için daha fazla psikiyatrik yardım için başvurmaktadırlar.

 

Türkiye toplumunun “Batı” ile kıyaslandığında Ruh sağlığı açısından daha çok risk altında olduğunu söyleyebilir miyiz? 

C:Hem batıya göre hem de homojen bir şekilde Türkiye’den daha az gelişmiş durumdaki ülkelere göre daha çok risk taşıyoruz sanki. Hindistan, Tayland gibi ülkelerde insanlar daha yoksul ama daha az sorunlu ve stresli yaşayabiliyor. Bunun çeşitli nedenlerinden söz edilebilir.

–Ülkemiz hızlı bir kültürel değişim içinde bulunmaktadır. Bir yandan modern yaşantı biçimi hızla yayılırken diğer yandan geleneksel değerler sistemi ve yaşam biçimi korunmaya çalışılmaktadır. Kültürel yapıda ve değerler sisteminde meydana gelen hızlı değişim bireyler için başlı başına bir travma kabul edilmektedir.

–Diğer yandan yurtiçi ve yurtdışı göçler, aile bölünmesi, göçlere bağlı kültür çatışması, işsizlik gibi nedenlere bağlı destabilizasyon da ruh sağlığı üzerinde ciddi olumsuz etkiler oluşturabilmektedir.

–Genel Eğitim yetersizlikleri ruh sağlığı hizmetlerinden daha az yararlanmayı sonuç verirken bir yandan da sağlık güvencesi yokluğu ve işsizlik sorununa neden olmaktadır. Bizim birkaç yıl önce yaptığımız bir araştırmada eğitim oranının düşüklüğü, ekonomik yetersizlik, sağlık güvencesi yokluğu, sağlık hizmetlerinden ve psikiyatrik hizmetlerden daha az yararlanma ile doğrudan ilişkiliydi ve aynı zamanda bu kesimde intihar oranları daha yüksekti.

Hala toplumumuzda birçok insan psikiyatrik sorunlar ve hastalıklar nedeniyle diğer tıp dallarındaki hekimlere gitmekte onlar tarafından psikiyatristlere yönlendirilmektedir. Son yıllarda iletişim araçlarının da yardımıyla toplumda ruh sağlığı ve psikiyatrik sorunlar hakkında bilgilenme artmaktadır.

–Sağlık hizmeti ve sağlık eğitimi hizmeti veren kurumların yetersizliği bir diğer sorun. Psikiyatrın kapsamlı bir görüşme için ayırması gereken zaman ülkemiz koşullarında çoğu zaman karşılanamıyor dolayısıyla nitelikli bir ruh sağlığı hizmetinin verilemesinde güçlükler yaşanıyor.

–Türkiye’de sağlık ve eğitim sektörleri, yönetimler tarafından tüketici sektörler olarak görülme alışkanlığındadır. Bu nedenle de bütçedeki oranları, gelişmiş toplumlarla kıyaslandığında göreceli olarak düşük tutulmaktadır. Yani eğitime ve sağlığa ayrılan bütçenin miktarından değil toplam bütçe içindeki oranından söz ediyorum. Oysa potansiyel oluşturucu, performans arttırıcı ve koruyucu işlevleriyle bu sektörlere daha fazla yatırım yapılması üretime yönelik bir yatırım olacaktır. Sağlıklı ve eğitimli bir kuşak ülkenin geleceğini belirleyecektir.

Sonuç olarak ruhsal açıdan kendilerini daha iyi hisseden insanlar ruhsal enerjilerini daha doğru ve daha üretken kullanacaklardır. İnsanlığın tüm zamanlarda oluşturduğu her şey ama her şey birbirlerine eklediğimiz ruhsal enerjilerimizden başka bir şey değildir

 

                                                                                        Psikiyatr Dr. Gıyasettin EKİCİ