VÜCUT DİSMORFİK BOZUKLUĞU VE ESTETİK OPERASYONLAR

 

 

VÜCUT DİSMORFİK BOZUKLUĞU

   VE ESTETİK OPERASYONLAR

 

Vücut dismorfik bozukluğu ”; aslında vücudu ve organları normal olduğu halde vücudunun biçimsiz veya organlarının anormal ve kötü görünüşlü olduğunu düşünme ve sürekli ilgisini ve düşüncesini bu konuya yöneltmekten kendini alamama şeklinde ortaya çıkan bir psikiyatrik rahatsızlıktır.

Vücut dismorfik bozukluğunda bazen gerçekten küçük bir kusur bulunur ama kişi bunu aşırı abartılı algılar ve orantısız tepki gösterir. Örneğin söylenildikten sonra dikkatli bir şekilde baktığınızda ancak fark edebildiğiniz bir kusuru nedeniyle kişi bunu insanlardan gizlemek için eve kapanabilir, ya da denize gitmekten mayo giymekten kaçınabilir vs.

Böyle bir durum söz konusu ise operasyondan sonra da kişinin yakınmalarının sürmesi hatta hayal kırıklığının, memnuniyetsizliğinin daha da büyümesi kuvvetle muhtemeldir.

Plastik cerrahi bu günkü imkânları ile bazen mucizevi sonuçlara imza atabiliyor ama bir o kadar da riske ve suiistimale açık hale geliyor. Tüketim ekonomisinin çarkları tıbbi yaklaşımları ve tıp teknolojisini de içine alma eğiliminde. Bu nedenle de bazen ticari kaygılar tıbbi kaygıları önceleyebiliyor ve istenmeyen sonuçlar ortaya çıkabiliyor.

Bazen operasyondan sonra kişilerin eski organ şeklini aradığı ama geriye dönüşümü olmayan ve telafisi olmayan değişiklik nedeniyle derin depresyona sürüklendikleri hatta intihar düşüncelerine kapıldıkları görülür.

Bu nedenlerle vücutta kalıcı değişikliklere neden olacak estetik operasyonlarda eğer tıbbi bir gereklilik söz konusu değilse, estetik operasyon kararı alınmadan önce mutlaka psikiyatrik bir değerlendirme istenmeli ve nihai karar kişinin kendisi, estetik cerrah ve psikiyatr arasında ortak bir uzlaşmayla alınmalıdır.

Bazen estetik-cerrahi operasyon yerine psikiyatrik destek sunulması, kişinin bedenini, organını veya varsa kusurunu daha gerçekçi algılamasını sağlayacak bir terapi sürecinden geçmesi sorunun çözümü için yeterli olabilir.

Ancak şunu hep akılda tutmak gerekir; bu takıntılar genellikle tekrarlayıcıdır ve inatçıdır, kolay ikna edilemezler.

Yani terapi ve ilaç tedavisi yararlı olur ama başarı oranı durumdan duruma değişir.

Bununla birlikte durum, “canım, ameliyat olsun da rahatlasın, ne olacak ki” kolaycılığına kaçacak kadar da hafife alınmamalıdır.

Bunun hem ameliyat olan hem de ameliyatı yapan için ciddi risk taşıdığı göz ardı edilmemelidir. Defalarca kez ameliyat olmuş, yaptırdığı ve beğenmediği estetik operasyonundan dolayı plastik cerraha yönelik intikam duyguları taşıyan ve yeniden aynı operasyonu yapacak doktor arayan birçok insan tanıdım.