KAYNANA GELİN ÇATIŞMASI
Kaynana gelin çatışması bizim kültürümüze özgü bir sorun mudur?
Kaynana gelin çatışması iyi bilinen sosyal bir motiftir bizim kültürümüzde. Aslında her kültürde az çok böyledir. Ancak bizim kültürümüzde geleneksel geniş aile yapısı hala çok yaygın olduğundan ve bazen yapısal olarak bir başka deyişle dış görünüşüyle çekirdek aile gibi görünen ama işlevsel olarak ataerkil-geniş aile olan yapılanmalar fazla görüldüğünden yeni çiftin anne-babaları, özellikle de damadın anne babası yeni kurulan aileye çokça müdahale edebiliyorlar. Bu durum da bu çatışmayı besliyor.
Çatışmayı hafifletmek ya da ortadan kaldırmak için neler önerirsiniz?
Aslında her konuda olduğu gibi bu konuda da somut duruma ilişkin analiz yapmak en doğrusudur. Yani mevcut çatışmayı kendi özel koşulları içinde ele almak ve değerlendirmek gerekir. Doğal olarak öneriler de buna göre şekillenecektir
Ancak genel bir iki hususu belirtmek isterim burada. Tüm taraflara öncelikle önerilecek şey bu durumun karşılarındaki insanın özelliğinden ziyade konumundan kaynaklanarak ortaya çıktığını anlamaya çalışıp hoşgörü göstermeleridir.
Yani gelin ve damat adayının, eşinin anne babasının hiç tanımadıkları bir insan olarak kendisinin birdenbire ortaya çıkıp onların özene bezene büyüttükleri çocuklarının sevgisini, ilgisini, zamanını kendisiyle paylaşmaya başlamasına kolayca alışamayabileceklerini ve bunun onların kendilerinden değil, o anki konumlarından (kayınvalide-kayınpeder rolünden) kaynaklandığını düşünmeleri çatışmayı hafifletir. Bu örnek tüm taraflar için böyledir. Yani tanıdığı, sevdiği ve hayatını birlikte sürdürmeye karar verdiği bir eş adayının yanında henüz pek tanımadığı, sevemediği, benimseyemediği pek çok yakınını da bir anda benimsemesi ve sevmesi zaman gerektirecektir.
Bu durumda taraflardan birinin (gelin, damat, kayınvalide vs.) çatışmayı sürdürmede ısrarlı olması çoğu zaman arada kalan kişiyi yıpratabilmekte ve birçok evlilik sorununun ortaya çıkmasına, kronikleşmesine sebep olmaktadır.
Gelinini farkında olarak veya olmayarak huzursuz eden bir kayınvalide, onunla birlikte, aynı evde yaşayan oğlunun bu durumda mutlu olamayacağını, kayınvalidesini bilerek veya bilmeyerek üzen bir eşin de aynı zamanda kocasını da üzüp hırpaladığını bilmesi gerekir. Bu örneği de tüm taraflar için tekrarlayabilirsiniz.
Bu tür çatışma durumlarının ortaya çıkmaması ya da ortaya çıkmışsa çözümü için nasıl bir iletişim modeli önerirsiniz eşlere?
Çatışmalı süreç devam ettiğinde bir süre sonra iletişim kanalları tıkanarak sorun bir kapalı apseye dönüşebiliyor ve bazen yıllarca öyle kalabiliyor. Bunun olmaması için tarafların aşağıdaki önerileri akılda tutmaları ve uygulamaları yarar sağlar:
1-Kötü iletişimin bile iletişimsizlikten iyi olduğunu bilip aralarında iletişimi yeniden kurmaları.
2-Birbirlerine karşı, duygudaşlık yaparak, yani bir diğerinin yerine kendilerini koyarak olayı yorumlamaları yoluyla karşılarındakinin tam olarak ne hissettiğini anlamaya çalışmaları
3-Duygularını açıkça ifade etmeleri ancak karşılarındakini rencide edecek bir üslup kullanmaktan kaçınmaları
4Genellemelerden kaçınmaları (örneğin sen her zaman…,sen hep…sen hiç…gibi cümleler kurmamaları)
5-Karşıdakini suçlamaya yönelik ifadelerden çok o olay sonucunda oluşan kendi duygularını ifade etmeleri(örneğin “sen beni aşağıladın” yerine “kendimi aşağılanmış hissettim” demek gibi..)
6-Ve eğer kendileri bunu çözemiyorlarsa çatışmanın kronikleşmesine fırsat vermeden profesyonel bir yardım almakta tereddüt etmeden bir psikiyatriste başvurmaları.
Dr.Gıyasettin Ekici