YILBAŞLARI VE İNSAN PSİKOLOJİSİ
Soru: Yeni bir yıla giriyoruz. İnsanlar yeni yıla girerken neler hissederler?
Y- Bir günün sonunda işlerimizin sonuna geldiğimizde o gün yaptıklarımızı gözden geçiririz. Hedeflediğimiz şeylerin hepsini yapabildik mi? Unuttuğumuz bir şey kaldı mı? Yapmak isteyip de yapamadığımız bir iş oldu mu? Olduysa neden?…vb. Bir sonraki gün başlamadan önce ya da başlarken de o gün yapacaklarımızı,edeceklerimizi tasarlarız. Sadece yapacaklarımızı tasarlamak yetmez, onları hangi sıra ile yapacağımızı belirleyen bir öncelik sırasına göre de planlamamız gerekir.
Zamansal birimler ya da zaman dilimleri insanlara kendi başarılarını ve performanslarını test etme fırsatı verir.
Bir günün sonunda, bir ayın sonunda veya başında o günü veya ayı nasıl ve ne kadar başarıyla geride bıraktığımızı değerlendirdiğimiz gibi yeni bir yıla girerken geride bıraktığımız yılda hedefimize ya da amacımıza ne kadar yaklaştığımızı düşünmeden edemeyiz. Hayatı yorumlarken önümüze koyduğumuz hedefleri ne kadar gerçekleştirebildiğimizi ölçmeye çalışırız böyle zamanlarda. Örneğin amacı çok yer gezip görmek olan maceracı ruhlu bir insan geçen yıl nereleri gezdim diye düşünürken bir bilim adamı, bir öğrenci, bir işadamı da kendi amaçları doğrultusunda ne kadar yol kat ettiğini hesaplayacaktır.
S- Tüm yaş grupları için bu kural geçerli midir?
Y- Yaş gruplarına göre elbette ki bir yılı geride bırakmış olmanın verdiği duygu farklı olacaktır. 17 yaşını bitirip 18 yaşına basan bir genç bir an önce sürücü belgesi alıp artık yasal bir şekilde araç kullanmak için heyecan duyarken, 39 yaşından 40 yaşına basan bir kişi artık 30’lu yıllardan bir anda 40’lı yıllara geçmiş olmanın hüznünü yaşayacaktır. Belki kendisini on yıl birden yaşlanmış hissedecektir.
20’li yaşların bitiminden sonra onlu yıldönümleri bu nedenle biraz hüzünlü ve sıkıntılı hissedilir çoğunlukla. Halk arasında “orta yaş bunalımı” diye adlandırılan şey bu duygunun her 10 yıllık dönümlerde artarak tekrarlanan sancısıdır.
Ancak daha iyimser bakmaya çalışırsak biraz alaturka bir tabirle her yeni yıl önümüzde “beyaz bir sayfa” olarak açılır. Bu, yeniden kendimizi ve hedeflerimizi gözden geçirerek daha iyi ve daha çok doyum sağlayacak işler yapabilmemiz için bir fırsat olacaktır.
Ancak bunu yapabilme kapasitemiz de kişilik yapımıza ve içinde bulunduğumuz ruhsal duruma bağlı olarak değişir.
Depresif ve karamsar bir insan bir önceki yılın başarısızlığı nedeniyle demotive olup iyice ipleri bırakırken daha iyimser ve pozitif düşünen biri o başarısızlığını analiz ederek onu yeni başarılara ulaşmak için bir veriye, bir sermayeye dönüştürebilir.
Aynı şekilde bir insan, “bir yılım daha geçti, hayatımdaki hedeflere ulaşmam için artık zamanımı daha iyi kullanmalı, daha dikkatli olmalı ve daha planlı yaşamalıyım” şeklinde bir çıkarsamada bulunabilirken bir diğeri “bu yıl da bir şey yapamadım, hiçbir şey değişmeyecek, artık didinmenin yararı yok” diye düşünebilir.
S-Yılbaşlarında eğleniriz, şenlik yapar kutlarız. Bu bir tür savunma mıdır?
C- Bir yönüyle öyle kabul edebiliriz. İnsanlar kendilerine sıkıntı veren durumları psikolojik olarak daha kolay atlatabilmek için bazı mekanizmalar bulmaya ve kullanmaya eğilimlidirler. Bu mekanizmalara basit bir tanımla “savunma düzenekleri” diyoruz. Yılbaşlarında bir araya gelip soğuk havalarda sıcak rüzgârlar estirmemizin kökeninde biraz da bu var.
S- Son olarak yeni yıla girenlere ne söyleme istersiniz?
Y- Yeni yıla girerken hepimiz bir yıl daha yaşlandık. Ama sadece yaşlanmadık. Bir yıl daha büyüdük, bir yıl daha ilerledik, bir yıl daha geliştik… Hayat bir bütündür ve gelişmemiz biz yaşadıkça sürecektir. Aslında her yaşın ve her dönemin kendine özgü güzellikleri vardır.
Bazı insanlar hayatları boyunca hep beklerler. Hayatın o dilimini yaşamak yerine başka bir döneme geçince her şeyin değişeceğini, o zaman rahat içinde mutlu olacaklarını düşünürler.
Öğrenciyken okulu bitirip iş hayatına atılmayı, bekârken evlenmeyi, askere gitmeyi, terfi etmeyi beklerler. Çalışırken emekli olup rahata kavuşmayı düşlerken emekli olduklarında ah gençliğim diye hayıflanırlar. Çocukken büyümeyi isterler, büyüyünce çocukluklarını yaşayamadıklarına yanarlar.
Oysa sağlıklı bir yaşam için her soluğu bir fırsat kabul ederek içinde bulunulan yaşın, zamanın, koşulların kendine özgü güzelliklerini ve avantajlarını yaşamalıyız. Hayatı ertelememeliyiz Yeni zamanlar yenilenme ve gelişme imkânlarını da beraberinde taşır. Şairin “yeni günde yeni şeyler söylemek gerek…” dediği gibi. Herkese iyi zamanlar, iyi yıllar dilerim.
Dr. Gıyasettin EKİCİ
Psikiyatr